NUBAR OZANYAN | Azaduhi
"Onun hikayesi kolay
taşınamaz acıların, tanımlanması zor hüzünlerin hikayesidir. İyilik yapmaktan
başka bir şey bilmeyen, ekmeğini paylaşmaktan başka bir şey düşünmeyen,
direngen Liceli bir Ermeni kadının hikayesidir."
Neden analar bu kadar
birbirine benzer?
Hayret ve şaşkınlık duygularıyla halkların hakikatini aradı.
Amed’in isyankar ruhunu yaralı koynunda hep bir silah gibi gizli sakladı.
Paylarına 12 Eylül’ün en ağır zulmü, kardeşine Diyarbekir 5 Nolu
Zindan işkencesinin en belalısı düştüğünde, faşizme olan kin ve öfkesini
Fiskaya’nın taşlarına büyük harflerle yazdı. Dalgın gözleriyle anılarının
yolculuğuna çıktığında yüreğinin bu kadar fazla acıya dayanamayacağını hiç
düşünmedi.
Hangi soykırım kadını ve çocuğu kendilerine anlatılan gizli
saklı soykırım hikayelerini unutabilir?
Ax Lice! Kaç kez zulüm ateşinde yandın. Kaç kez zulüm ateşi içinde gözlerin önüne döküldü. Kaç Ermeni kadının önce göğüs uçları, sonra sarı saçları kesilerek haramilerin beylerine sunuldu! Bu zulmü hangi yürek kaldırabilir?