Lorenzo Orsetti…
Nubar OZANYAN yazdı —alıntı.ÖzgurPolitika
Aylarca birlikte kaldık. Bir İtalyan
köylüsü gibi duruyordu. Derme çatma Kürtçesiyle “Kefxweş” diyerek herkes
üzerinde bir sevgi izi bırakıyordu. Tüm savaşçılarla yoldaşlığın diliyle
iletişim kuruyordu. Efrîn’de gösterdiği direnişle herkesin haklı saygısını
kazanmıştı.
Yolculuk boyunca başını
arabanın arka koltuğuna yaslayarak uyurdu. Yaptığımız yolculuklarda Lorenzo’yu
uyanık görmek neredeyse mümkün değildi. Araç içinde uyuyarak saatlerce yolculuk
yapabilirdi. Ama “yeni bir özgürlük hamlesi olacak” cümlesini duyduğunda ne
gözünde uyku belirtisi ne de yorgunluktan eser kalmazdı. Barış halinden savaş
haline, uyku halinden silahlı tekmil haline nasıl hızlıca geçildiğinin
örneğiydi Lorenzo.
Doğa ve hayvan sevgisi
güçlü olan Lorenzo’nun silah ve özgürlükle kurduğu ilişki her şeyin üstünde ve
önündeydi. Rojava Devrimi’ne katılmak için gelen enternasyonalist savaşçılar
içinde özgün bir yerde duruyordu. Sanki silah ve devrimci savaş için doğmuştu.
Tıpkı Nubar Ozanyan yoldaş gibi... Her şeyini devrimci savaşa ve silaha feda
eden korkusuz duruşu, herkes üzerinde ciddi bir saygınlık ve derin bir sempati
yaratıyordu.
Aylarca birlikte kaldık.
Bir İtalyan köylüsü gibi duruyordu. Derme çatma Kürtçesiyle “Kefxweş” diyerek
herkes üzerinde bir sevgi izi bırakıyordu. Tüm savaşçılarla yoldaşlığın diliyle
iletişim kuruyordu. Efrîn’de gösterdiği direnişle herkesin haklı saygısını
kazanmıştı. QSD’nin devrimci hamlelerine katılacak enternasyonalist
savaşçıların başında gelirdi.
Lorenzo, Efrîn
direnişinde büyük bir fedakarlık gösterdi ve halkla kurduğu ilişkide örnek
oldu. Ona kalsa Efrîn’den bir adım bile geri çekilmemek gerekirdi. Çekilme
kararı üzerinde derin bir acı bıraktı. “Efrîn nasıl terk edilir?” diye
günlerce düşündü. “Bir başka hamleye, bir başka direnişe!” hazırlanması
gerektiğini söylediğimizde bu sözlerimiz içine sinmese de kabul etmekten başka
seçeneği olmadığını biliyordu.
O “başka bir direniş
günü”nün geldiğini duyduğu ve Bahoz hamlesine katılacağını öğrendiği andaki
sevinci görülmeye değerdi. “Bir insan savaşa katılmaktan nasıl bu kadar
mutlu olabilir?” sorusunun yalın bir İtalyan Partizan yanıtıydı o. Ona
baktıkça Nubar Ozanyan yoldaşı anımsıyordum. Günlük yaşamda fazlasıyla sessiz
ve sade olan bir insanın “hamle, cephe, direniş” sözünü
duyduğunda dünyanın tüm ağırlığından kurtulup bir anda başka bir heyecan ve
mutluluk haline nasıl geçtiğini ancak Lorenzo’ya bakarak anlayabilirdik.
Karargah yaşamının
rutine bağlanmış günlük görevlerinden bir an önce çıkıp hareketli ve silahlı
direniş yaşamına geçmenin ismiydi Lorenzo Orsetti. Onu, İtalya’nın Floransa
şehrinden çıkıp haritada daha önce yerini bile bilmediği Rojava’ya getiren
güçlü fırtınanın devrimci bir damlasıydı Lorenzo. Lorenzo’nun gözlerinde ve
pratiğinde İtalyan partizanlarının faşizme karşı onurlu direnişinin parıltıları
görülüyordu. Kapitalizmin sömürü ve maddiyat dolu kirli dünyasına büyük tepkiydi.
Kölelik dünyasından koparak devrim ve özgürlüğün doygunluğunda dolaşıyordu.
Gözü ne mal ve mülkte ne de gösterişli bir kariyerde olmadı.
Der Zor’un
özgürleştirilme hamlesine katılmadan önce zarf haline getirdiği düzensiz bir
kağıt parçası içine saklı bir mektup bıraktı. Sonra okumamı söyledi. Belki de
son yolculuğu olacağını hissettiği için bıraktığı mektubu sonra okumamızı
istedi. Ölümsüzleştiği haberini aldığımızda mektubu açtık. İtalyanca
yazılmıştı. Bir şekilde tercüme ettirebildik. Türkçe, Kürtçe ve Arapça başta
olmak üzere çeşitli Avrupa dillerine çevrildi. Asla unutamayacağım bu mektup,
devrimci bir vasiyet gibiydi. Gözlerim mektupta, sözleri kulaklarımda çınlamaya
devam ediyor.
Devrimin İtalyan partizanın anısına saygı ve hürmetle...
“Ciao! Eğer bu mesajı
okuyorsanız, bu benim hayatta olmadığımın işaretidir. Ah, sakın üzülmeyin! Ben
bu şekilde iyiyim; pişmanlıklarım yok. Doğru olduğunu düşündüğüm şeyi yaparken
öldüm, en zayıf olanları savundum ve adalet, eşitlik, özgürlük ideallerime sadık
kaldım. Yani erken gidişime rağmen hayatım hala başarılıdır ve dudaklarımda
gülüşümle gittiğimden neredeyse eminim. Bundan daha iyisini isteyemezdim.
Sizin için her şeyin en iyisini diliyor ve (eğer henüz yapmıyorsanız) bir
gün sizin de bizden sonrakiler için hayatınızı verme kararı almanızı umuyorum.
Çünkü dünya yalnızca bu şekilde değiştirilebilir. Ancak her birimizin içinde
bulunan bireyselliği ve egoizmi yenerek fark yaratabiliriz. Bunlar zor zamanlar
biliyorum ama sakın vazgeçmeyin, umudunuzu yitirmeyin; asla! Bir an bile.
Her şey kaybedilmiş gibi gözükse de, kötü şeyler insanlara acı verse de ve
dünya dayanılmaz hale gelse de güç bulmaya devam edin ve bunu yoldaşlarınıza
aktarın. Tam da bunun gibi karanlık anlarda bu ışık yardımcı olacaktır. Ve her
zaman hatırlayın: “Bütün fırtınalar küçük bir damla ile başlar.”
Siz de bu damla olmaya çalışın. Hepinizi seviyorum ve sözlerimi değerli
bulmanızı umuyorum.
Serkeftin!
Orso, Tekoşer, Lorenzo...”
Nubar OZANYAN yazdı —
11 Nisan 2022 Pazartesi - 23:3