18 Mayıs yaklaşırken İbrahim Kaypakkaya' yı anmak onun görüşlerini faşizme karşı bir silah olarak kullanmayı öğrenmekten geçer....
İBRAHİM KAYPAKKAYA VE HALK SAVAŞI STRATEJİSİNE DAİR
İbrahim Kaypakkaya dünya devrim tarihinin deneyimlerini incelemiş ve genç yaşına rağmen Anadolu ve Kürdistan coğrafyasının devrimine ilişkin önemli sonuçlar çıkarmış bir komünisttir.
İbrahim Kaypakkayanın devrim cephanemize kazandırdığı üç temel sac ayağ:
Kemalizm tahili,
Ulusal sorunda şovenizmden kopuş
ve
Halk Savaşı Stratejisidir.
Kemalizmi halk sınıfları ve ezilen milliyetler üstünde faşist bir dikdatörlük olarak tanımlayan Kaypakkaya ulusal sorunda da Kürt ulusunun Kendi Kaderini Tayin Hakkını Leninist bir tarzda formüle etmiştir.
İbrahim Kaypakkaya'nın devrim cephesinde en çok tartışılan formülasyonu Uzun Süreli Halk Savaşı Stratejisidir. Fakat özellikle Kürt özgürlük hareketinin askeri deneyimleri Kaypakkaya'yı haklı çıkarmaya devam etmektedir.
Günümüzde Kaypakkaya çizgisinde olan siyasal yapıların Kaypakkaya'yı geriletecek değil geliştirecek bir siyasal hatta olmaları beklenir. Kaypakkaya' nın halk savaşı strtatejisi esas olarak Kürt ulusal hareketinin askeri deneyimleri ile doğrulanmıştır. Bu siyasal stratejinin Çin devrininden yegane farklı özelliği köylülüğün yapısındaki farklılıktan kaynaklanmaktadır.
Çin köylülüğü esas olarak topraksız köylülükten oluşmakta ve şehirlerde de bu topraksız köylülüğü proleterleştirecek bir kapitalizm o dönenin Çin'inde henüz gelişmemişti. Bu nedenle Çin köylülüğü halk savaşına toprak talebi etrafında hızla politize oldu. Anadolu coğrafyasında ise köylülük çoğunlukla küçük toprağını kendisi ekip biçen küçük köylülükten oluştuğu için toprak talebi cılız kalmaktadır.
Kürt köylülüğü ise ulusal sorun etrafında politize olmuştur. Anadolu coğrafyasında kırdaki artı nüfus şehirlerde özellikle KOBİ tarzı işletmelerde ikame edilen proleterlere ve yarı proleterlere dönüşmektedir.Kürt köylülüğü de kendi coğrafyası dışında metropol şehirlerde proleterleşmektedir.Bu durum Kürdistan coğrafyasının devrimi ile Anadolu coğrafyasının devrimini içiçe bir süreç haline getirmekte ve Kürt ulusunun kendi kaderini tayin hakkı temelindeki mücadelesinin demokratik devrim mücadelesiyle bağlarını oluşturmaktadır.
Coğrafyamızda köylülüğün farklılaşma süreci tamamlanmamıştır ve halen devam etmektedir. Bu durum Anadolu ve Kürdistan tarımında yarı feodal üretim ilişkilerinin devamlılığının bir sonucudur. Anadolu ve Kürdistan tarımında sermaye birikimi üretim sürecinde değil değişim sürecinde tefeci tüccar sermayesi biçiminde gerçekleşmekte ve tarım kapitalistleşememektedir.
Coğrafyamızda tarım ağırlıklı olarak küçük ve orta köylü tarımı niteliğinde olup tarımda ücretli emekten ziyade aile emeği hakimdir. Tarımda emek metalaşmamaktadır. Bu yarı feodal tarımın bir karakteri olup kırdan şehire artı nüfus üreten tarımın bu yarı feodal karakteridir. Bu olgu coğrafyamız için köylü ve tarım sorununu güncel tutmaktadır.İbrahim Kaypakkaya' nın görüşlerinin halen güncelliğini korumasının dinamikleri tarımın bu yarı feodal niteliğindedir.Anadolu köylülüğü ve proletaryasının Halk Savaşına politizasyonu devrimci durumdaki yükselneye bağlı olarak aşama aşama gerçekleşecek bir süreçtir.
Kaypakkaya hattındaki siyasal yapıların bu nedenle metropol şehirlerin varoşlarını esas örgütlenme alanları olarak seçmeleri.gereği önem kazanmaktadır. Çünkü kırdaki artı nüfusun hareketi buralara doğrudur. Dolayısıyla, halk savaşının kitle dinamikleri de buralardadır. Ben 68 kuşağına da 78 kuşağına da yetişemedim. Tabiri caizse 88 kuşağındanım.
Benim gözümde İbrahim Kaypakkaya dünya devrim tarihinin deneyimlerini kısacık ömründe olanakları ölçüsünde incelemiş bunlardan Türkiye ve Kütdistan devrimi için esasta doğru ya da doğruya yakın sonuçlar çıkarmış bir genç komünistir. İbrahim Kaypakkaya' nın özellikle yarı sömürge yarı feodal bir ülke olarak Çin devriminin strateji ve taktiklerini Ülkeye uyarlama girişimi erken katledilmesi nedeniyle yarım kalmıştır.
Özellikle köylü savaşı olarak Çin Halk Savaşının deneyimlerinin yarattığı Kızıl Siyasi İktidarlar( KSİ) konusu Kaypakkaya çizgisinin en tartışmalı konularından biridir. Çin köylülüğünün büyük oranda topraksız köylülükten oluşması dolayısıyla toprak talebinin yakıcı devrimci enerjisi ve Çin devletinin merkezi otoritesinin zayıflığı, yerel ve parçalı feodal otoritelerden oluşmuş bir devlet yapısıyla birlikte Japon işgaline karşı yükselen anti emperyalist öfke Çin devriminde köylülüğün hızla ve kitleler halinde halk savaşına politizasyonuna olanak tanımış ve KSİ' lerin kurulmasıyla sonuçlanmıştır.
Ülkemiz köylülüğü ise topraksız köylülükten ziyade kendi toprağını ekip biçen küçük ve orta köylülükten oluşmakta ve bu nedenle toprak talebi cılız kalmaktadır. Ayrıca O zamanın Çin devletinden farklı olarak T C devleti merkezi otoritesi güçlü bir yapı göstermektedir. Bu nedenle Köylülüğün geniş kitleler halinde halk savaşuna politizasyonu coğrafyamız için handikaplıdır. Fakat buna karşılık Kürt köylülüğü ve proletaryası kendi kaderini tayin hakkı üzerinden gerilla savaşına politize olmuştur.
Tarih öyle gelişmektedir ki bütün handikaplara rağmen genç ve tecrübesiz bir komünist olan İbrahim Kaypakkaya' yı Çin devriminin Uzun Süreli Halk Savaşı Statejisinin Türkiye ve Kürdistan devrimine uyarlanmasında haklı çıkarmak ister gibidir. Bugünkü Kürt hareketinin Irak Ve Suriye Kürdistanında askeri üsleri vardır. ve bu üstler komünist örgütlenmeye de uygun olup Kürt hareketi buna olanak sağlamaktadır. Dolayısıyla KSİ' ler meselesi ülke sınırları dahilinde bugün için olanaksız görünse de Irak ve Suriye sınırlarında olanak dahilindedir.
Kürt köylülüğünün kendi coğrafyası dışında metropol şehirlerde proleterleşmesi gerçekliği de Kürdistan devrimini Anadolu coğrafyasının devrimi ile içiçe bir süreç haline getirmekte ve Kürt hareketini Komünist hareketle yakın ilşkiler kurmaya zorlamaktadır. Tarih sanki başka bir yoldan İbrahim Kaypakkaya' yı doğrulayacak bir biçimde gelişmektedir.
Yeter ki günümüzün komünistleri bu olanakları ve perspektifleri olumlu bir biçimde değerlendirebilsinler ve coğrafyanın özgünlüklerini devrimci dinamikleri harekete geçirebilecek bir biçimde kullanma yeteneğini gösterebilsinler....
Selamlar...
Fikret Karavaz
Facebook.dan alıntı