Başkan Mao’nun sözünü anımsamanın tam zamanı: On bin yıl çok uzun... Sarıl güne, sarıl saate!
- İDEOLOJİ -
İdeoloji kavramının ortaya çıkışı İdeoloji kavramının mucidi
Destutt de Tracy’dir. Tracy bu kavramı 1797’de Devrimci Konvansiyonun,
aydınlanma düşüncesinin yayılması için gerekli çalışmalar yapmakla
görevlendirdiği, ilk başlarda Napolyon’un da desteğini alan Institut
Nationale’nın çalışmalarında “fikir bilimi” anlamında kullanmıştır.
“Fikir bilimi” oluşturma ihtiyacının hangi tarihsel süreçte
ve koşullarda ortaya çıktığına kısaca bakalım. İdeoloji kavramı, Avrupa’da
toplumsal, siyasal ve entelektüel altüst oluşların yaşandığı bir dönemde ortaya
çıkmıştır.
“Aydınlanma Dönemi” olarak adlandırılan burjuva dönemlerinin
sonucunda geleneksel/feodal toplumların hiyerarşiye dayanan kapalı toplumlarını
parçalamasıyla, ideoloji kavramının çıkışı arasında yakın bir bağ vardır.
Feodalizmin
parçalanmasıyla oluşan yeni sınıf farklılaşmalarının ve her sınıfın kendi
içindeki ayrışmalarının bir sonucu olarak farklı fikirlerin ortaya çıktığı ve
birbirleriyle rekabete girdiği bir döneme geçilmişti.
Marks’ın deyimiyle “katı olan herşeyin buharlaştığı”
zamanlardan geçiliyordu. Birkaç on yıl içinde, önceki bin yılları aşacak oranda
toplumsal hareketlenmeler, bilimsel ve teknolojik gelişmeler yaşanmıştı.
Matbaanın gelişimi, Rönesans’la birlikte okul sisteminin yaygınlaşması
da fikirler üzerine tartışma yapabilecek entelektüel tabakaların ortaya
çıkmasına ve sistemli fikirlerin yaygınlaşabilmesine olanak tanımıştır
İdeoloji kavramı, bu ilk kullanılışında; insan zihninde
fikirlerin ortaya çıkış sürecinin belirlenebileceği ve buna bağlı olarak
insanlarda iyi/doğru düşüncelerin oluşturulabileceği anlamına geliyordu.
Düşüncelerin, bilimsel yönde değiştirilebilmesi başarıldığı
oranda, gerici/skolastik karanlık sonlanacak, toplumsal değişimin, gelişimin
önü açılacaktı.
“Ya burjuva ideolojisi ya da sosyalist ideoloji”
Lenin’in ideoloji tanımını başlığa çektiğimizifade en iyişekilde anlatmaktadır.
Bu ifade şöyle devam ediyor:
“İkisi arasında bir orta yol yoktur.
(Çünkü insanlık ‘üçüncü’ bir ideolojiyi yaratmamıştır ve ayrıca da sınıf karşıtlıklarıyla parçalanmış bir toplumda sınıf-dışı ya da sınıf-üstü bir ideoloji söz konusu olamaz.)”
(Lenin, 1992: 45.)
Devamı….linkte..
https://partizanarsiv7.net/file/2018/03/partizan_sayi_88.pdf