Serbestiyet yazarlarından Yıldıray Oğur, bugün
yayınlanan "Bir fotoğrafın anlattığı…" başlıklı yazısında İmralı'da
DEM Parti Heyeti ile görüşen Abdullah Öcalan'ın mesajlarını
değerlendirdi. Yazısında Öcalan ve Öcalan'ın 2014’te Suriye’deki YPG’nin başına
getirdiği Mustafa Abdi bin Halil'i de yazan Oğur, Halil'in
Rojava’yı ve YPG’yi Şam iktidarıyla eklemlemeye çalıştığına ve silah bırakma mesajı
verdiğine yer verdi. Oğur, HTŞ lideri Ebu Muhammed Colani'nin de
SDG ile ipleri koparmak istemediğini anlattı.
Serbestiyet yazarlarından Oğur, köşesinde, Öcalan ve Bin Halil'in fotoğrafı üzerinden
Suriye'deki yönetim değişikliğiyle Türkiye'deki yeni çözüm sürecini birlikte
ele aldığı bir yazı kaleme aldı. "2015’te Çözüm Süreci, Suriye meselesi
yüzünden başarısız olmuştu. Şimdi ne tesadüf ki mesele tekrar dönüp dolaşıp
Suriye’ye geldi. Esad'sız ve Türkiye’nin elinin güçlendiği bu yeni Suriye bu
yeni Çözüm Süreci’nin en büyük şansı oldu" diye yazan Oğur'un yazısının
ilgili bölümü şöyle:
"75 yaşındaki Abdullah Öcalan 1999’dan bu yana yani
26 yıldır İmralı adasında.
Şanlıurfa’dan çıktığı 20 yaşından sonra Ankara, İstanbul
ve Diyarbakır’da geçen 9 yıllık hayatı dışında en çok yaşadığı ikinci yer ise
Suriye.
29 yaşındayken 1978’de PKK’yı resmen kurduktan bir yıl
sonra 1979 yılında kaçtığı Suriye’de 19 yıl kaldı.
Şam’da uzun yıllar yaşayan Öcalan’ın, meşhur bir denizde
çekilmiş fotoğrafı vardır.
Fotoğraf şimdi yine gündemde olan Lazkiye plajlarında
çekilmiş.
O fotoğrafta 30’lu yaşlarında olan Öcalan’ın hemen
arkasında bir çocuk görünüyor.
Çocuğun adı Mustafa Abdi bin Halil.
1967 yılında, bugün Türkiye’nin elinde olan Afrin’de
doğmuş Suriyeli bir Kürt.
1979 yılında Öcalan Suriye’ye geçtiğinde bir dönem onun
ailesinin evinde kalmış.
Çocukken tanıştığı Öcalan’ın 19 yıllık Şam hayatı
sırasında yardımcılığını, özel sekreterliğini yürütmüş.
O yüzden 'Öcalan’ın evlatlığı' diye biliniyor.
Muhtemelen Öcalan tarafından konulmuş örgütteki ilk kod
adı Ferhat Abdi Şahin.
Öcalan, 1990’lı yılların ortasında Ferhat Abdi Şahin’i,
yeni adı Şahin Cilo olarak Avrupa’ya gönderdi.
"Çok önemli bir ateşkes görüşmesinin merkezinde yer
aldı"
Şahin Cilo, 1996 yılında çok önemli bir ateşkes
görüşmesinin merkezinde yer aldı.
Muhatap doğrudan Türkiye Genelkurmay’ından bir Albay’dı.
Bir ateşkes ve müzakere teklif ediliyordu.
Devletten giden mektup iddialı bir taahhütle bitiyordu:
'Devletin bütünlüğü ve hükümranlık hakları dışında her şey tartışılabilir.'
Öcalan, iki yıl süren müzakerelere olumlu cevap verdi.
Ateşkes kararını 28 Ağustos 1998 akşamı Brüksel’deki MED
TV stüdyosunu dolduran 25’e yakın Türk basın mensubu karşısında, Şam’dan
telefonla bağlanarak duyurdu.
İlk kez MED TV stüdyolarında Türkiye anaakım gazete ve
televizyonlarından gazeteciler vardı. Gazeteciler gitmek için Genelkurmay’dan
izin almışlardı.
Öcalan konuşmasında barış mesajları verdi, 'Türk
askerinin bölgedeki hükümranlığını tartışmıyoruz. İlke olarak Cumhuriyet’e
karşı çıkmıyoruz' sözleriyle orduya sıcak mesajlar gönderdi.
1999 yılında yakalandıktan sonra Öcalan, savcılık
ifadesinde 1996 yılında devletle PKK arasında başlayan gizli görüşmeleri
anlatmıştı:
'Bu ateşkes konusunu biraz açmak istiyorum. Ateşkes
önerisi bize Avrupa Temsilcimiz Kani Yılmaz ve Şahin Kod Ferhat Abdi Şahin isimli
arkadaş tarafından getirildi… Bu belge sanırım şimdi Avrupa arşivimizdedir,
fırsat olursa ileride bu belgeyi getirtiriz. Genelkurmay’ın Toplumsal İlişkiler
Başkanlığı’nda çalışan bir Albay Brüksel’deki temsilciliğimize kadar gelmiş ve
aynı önerileri getirmiş. Ben önerilerin ciddiyetine inandım.'
Daha sonra Öcalan, yine bu görüşmeler çerçevesinde PKK’yı
lağvetti. Avrupa’da KADEK kuruldu. PKK militanları Türkiye’yi terk etti.
2004’e kadar bu ateşkes dönemi devam etti.
"Yeni adı Mazlum Kobani oldu, Öcalan tarafından YPG'nin
başına getirildi"
Öcalan’ın yakalanmasına rağmen arkasında durduğu
müzakereleri PKK adına yürüten güvenilir adamı, evlatlığı Şahin Cilo ya da
Ferhat Abdi Şahin’in artık yeni bir adı var; Mazlum Kobani.
Öcalan, onu 2014’de görüşmeler sürerken Suriye’deki
YPG’nin başına bizzat getirdi.
Şimdi Mazlum Kobani, PKK’nın silahlı olarak tek başarı
hikayesi olan Rojava’nın başında.
ABD, Türkiye’nin hassasiyetlerini gidermek için YPG’yi
SDG gibi bir çatı kuruluşa dönüştürüp, PKK’yla mesafesini açmaya çalışınca
Kandil rahatsız oldu, Mazlum Kobani’yi geri plana çekmeye çalıştı, yanına,
çevresine komiserler, kayyımlar gönderdi.
Ama Rojava projesinin çözüm ortağı olan Esad düşünce,
İran Suriye’den çekilince Şam muhaliflerin eline geçince, Rojava’nın haklarını
savunacak Suriyeli ve Batı’da itibarlı tek aktör olarak Mazlum Kobani öne
çıktı.
Şimdi başarılı bir diplomasiyle Rojava’yı ve YPG’yi Şam
iktidarıyla eklemlemeye çalışıyor.
'Başkentimiz Şam' diyor, silah bırakma, Suriye ordusuna
katılma, Suriye’nin toprak bütünlüğü içinde var olma mesajları veriyor.
"Ahmet Eş-Şara da müzakereye açık mesajlar
veriyor"
Suriye’nin yeni lideri Ahmet Eş-Şara da onun başında
olduğu SDG ile ipleri koparmıyor, müzakereye açık mesajlar veriyor, federasyon
istemediklerini söylüyor.
2015’de Çözüm Süreci Suriye meselesi yüzünden başarısız
olmuştu. Şimdi ne tesadüf ki mesele tekrar dönüp dolaşıp Suriye’ye geldi. Esadsız
ve Türkiye’nin elinin güçlendiği bu yeni Suriye bu yeni Çözüm Süreci’nin en
büyük şansı oldu.
...
Öcalan’ın silah bırakma çağrısından belki Kandil’de
oturan PKK’lılar mutlu olmayacaklar ve onu tevil etmeye çalışacaklar.
Ama Suriye’de siyaseten ve ruhen Öcalan’a bağlı olan
Mazlum Kobani için o çağrı tevil edilecek, görmezden gelinecek bir çağrı
olmayacaktır.
Onun da tam da bugünlerde ihtiyacı olan çağrı bu.
Öcalan’ın “Devir Türkiye ve bölge için barış, demokrasi
ve kardeşlik devridir” cümlesi
sadece iyiniyetli bir slogan değil.
Türkiye’nin siyasi şartları buna müsait gibi görünmese de
ilk kez bölgesel şartlar buna müsait. Suriye meselesi bunu mümkün
kılıyor."