Türkiye Proletaryası AÇIKLAMA:
Aşağıdaki çalışma komünist önder İbrahim Kaypakkaya'nın
Kemalist hareketi değerlendirirken yararlandığı A. Şnurov'un Türkiye
Proletaryası adlı çalışmasıdır.
İbrahim Kaypakkaya'nın
yararlandığı kitap A.Şnurov, Y. Royaliyev'in Türkiye' de Kapitalistleşme ve
Sınıf Kavgaları adlı kitabın Ant Yayınları 1970 basımıdır.
Sonraki süreçte kitabın
Şnurov'a ait bölümü, Türkiye Proletaryası adı ile Yar Yayınlan tarafından
yeniden basılmıştır. Rozaliyev'e ait bölümde, yine Yar Yayınlan tarafından
Türkiye Sanayi Proletaryası adıyla yayınlanmıştır. Şnurov'un Yar Yayınları
tarafından yayınlanan bu çalışmasını
okurlarımızın ilgisine sunuyoruz.
Kendisi için de azılı düşman olan İngiliz-Fransız emperyalizmine
karşı Sovyetler Birliği Türk milletini destekliyordu .
Devrimin önderi Mustafa Kemal Paşa'dan dolayı
"kemalist" adı verilen bu Türk milli devrimini, Türki ye 'nin milli
burjuvazisi, yani tüccar, toprak ağası ve o sırada Türkiye'de çok az sayıda
bulunan sanayiciler yönetiyordu .
Köylü kitleleri örgütlenmemişti . Köylü yalnız milli
düşmanını seçebiliyor, sınıf düşmanı olan büyük toprak sahiplerine, ağalara,
tefecilere, vurguncu ve tüccarlara karşı savaş açmayı düşünemiyor, bunu beceremiyordu
. Proletarya bu milli hareketin yönetilmesini zaten düşünemezdi çünkü güçsüzdü,
gerektiği gibi örgütlenmemişti, milli hareketin beşiği olan yerlerde (Türkiye
'nin Asya bölümü olan Anadolu 'da) sayı bakımından azdı. Proletaryanın öncü
partisi ve diğer devrimci işçi örgütlerinin rolü bu savaşta yok denecek kadar
önemsizdi.
Bunun sonucu olarak, milli devrimden yalnız Türk burjuvazisi
faydalandı. Burjuvazi ele geçirdiği iktidarı, işçi ve köylülerin sırtından
gelir sağlamak için kullanıyor, işçilerin sırtından sağladığı karlarla kendi
milli sanayisini kuruyor, emperyalistlerle birleşip devrim eylemine karşı koyuyor.
Bu noktada Türk burjuvazisi ile yabancı burjuvazinin
çıkarları birleşiyor. Türk burjuvazisi emekçi sınıfının en azılı düşmanıdır,
emekçiyi sömürüyor ve işçiyle köylü eylemlerini korkunç bir zulümle bastırmaya
çalışıyor. Bunun için Türk proletaryasının önünde, öncelikle çözülmesi gereken
en önemli sorun, kendi durumlarını düzeltebilmeleri için burjuvaziye karşı amansız
bir mücadele açıp, gerek emperyalistler gerekse "öz Türk" burjuvazisi
tarafından sömürülmelerine son vermek için, emekçi kitlelerini örgütlemektir.
Türk burjuvazisi,
kendi sermayesi bakımından fakir olduğundan, yine de emperyalistlerin yardımına
muhtaçtır ve emperyalistlere bağımlılığı devam etmektedir. Sovyet işçisi,
kardeş Türk proletaryasının emperyalistlere karşı giriştiği özgürlük ve
egemenlik savaşında tarafsız kalamaz .
Geniş işçi kitlelerimiz Türk proletaryasının ne olduğunu
bilmez, yaşam koşullarını tanımaz . Örgütü ve savaşları hakkında bilgi sahibi
değildir. Bu küçük kitabımızın amacı, SSCB işçilerine Türk proletaryasını
tanıtmaktır.
Moskova, 1929
A.ŞNUROV
TÜRKİYE'NİN ULUSAL EKONOMİSİ VE POLİTİK DÜZENİ
29 Ekim 1927 tarihinde, Türkiye'de bir genel nüfus sayımı
yapıldı. Sayım sonucu, Türkiye nüfusu 13.5 milyon olarak tespit edildi. Bunun 3
milyonu, yani beşte biri şehirlerde, arta kalan beşte dördü ise köylerde
oturmaktadır.
En kalabalık
bölgeler, sahillere yakın olanlardır, İç Anadolu bölgesi ile diğer bölgelerin
nüfusu azdır. Kalabalık sayılan bölgelerde 1 km kareye ortalama 18-87 kişi
isabet ettiği halde, az nüfuslu bölgelerde bu oran 2-25 kişiye düşüyor.
Türk şehirleri nasıl kurulmuştur?
Türkiye'de tüccar, esnaf, memur ve köylünün bir arada
yaşadıkları oldukça ufak nahiye ve kasabalar
vardır. Büyük ticaret ve sanayi merkezi sayılan şehirler ise
pek azdır. 5 - 10.000 nüfuslu 79 kasaba var. 10.000 -20.000 nüfuslu 39 kasaba,
20 -30.000 nüfuslu 14 kasaba, 30 - 40.000 nüfuslu 7 ve 40.000'den
fazla nüfusu olan yalnız 8 şehir vardır.
En büyük şehirler:
Konya (47.286),
Bursa (61.451),
Adana(72.652),
Ankara (74.704),
İstanbul'un Üsküdar ilçesi (124.555),
İzmir (153.845)
ve
İstanbul (796.147)'dur.
Konya ve Adana tarım ticareti merkezleridir, diğer şehirler
(Ankara hariç) liman şehirleridir.
Türkiye nüfusunun meslek sayımı yapıldığı halde sonuçları
henüz yayınlanmamıştır.
https://partizanarsiv8.net/wp-content/uploads/2018/02/Partizan41.pdf