Malumunuz olduğu üzere, bir “Kürt-Türk Barışı”, “Bin Yıllık Kardeşliğin” yeniden tazelenmesi ve çok daha aktüeli, “Son Türk Devleti” için “beka sorunu” yaratan “emperyalist oyun ve tuzakları boşa çıkarmak” için öngörülen bir “Kürt-Türk İttifakı” gündemde.
Daha önceki makalelerimde de vurguladığım gibi bu, iç ve dış, ama esasen de dış koşulların motivasyonuyla, doğrudan Türk Devleti tarafından gündem yapılan bir devlet projesidir. Bu projenin Öcalan tarafından memnuniyetle satın alındığı da artık bir sır değil. Yani bu proje artık tek taraflı olarak sadece devletin değil; Öcalan-Devlet İttifakının ortak projesidir. Ancak bu çok belirleyici özelliğine rağmen bu proje henüz gerçek anlamda “Kürt-Türk İttifakının” kuruluşunu tamamlayıp, resmileştiği anlamına gelmiyor.
Çünkü her ne kadar da Öcalan’ın iradesine tabi Kürt siyasal parti ve oluşumları genel bir onay vermiş görünüyorlarsa da ancak henüz son söz söylenmiş değil. Dolayısıyla da projede öngörülenler doğrultusunda somut adımların atılması, bir nevi askıda gibi.
Bu bekleme aşamasında hesapta olmayan “sürpriz” gelişmeler yaşanmaz ise; projenin “güçlü ve sağlıklı doğumu” önemli oranda PKK kongresinin takınacağı tavra ve bir yönüyle de Bölge üzerinde kartları karma kudretine sahip güç odaklarından veto yememesine bağlı olacaktır.
https://halilgundogan.blogspot.com/2025/03/surecin-seyri-ve-kurt-turk-ittifaknn.html