Trump’ı hedef alan başarısız suikast girişimi ABD’de ve
hatta dünyada yoğun bir tartışma başlattı, komplo teorilerini canlandırdı. O
tetikçinin tüfeğinden çıkan mermi Trump’ı teğet geçti ama birçok kuşu birden
vurdu.
“Süreç olarak faşizm” hızlandı
Trump’ın başkan yardımcısı olarak seçtiği J.D. Vance’ın
“Biden kampanyasının temel önermesi, Başkan Donald Trump’ın ne pahasına olursa
olsun durdurulması gereken otoriter bir faşist olduğudur. Bu söylem doğrudan
Başkan Trump’a suikast girişimine yol açmıştır” sözlerine bakınca, ilk vurulan
kuşun antifaşist direniş olduğunu görebiliriz. Şimdi Trump önderliğinde
ilerleyen “süreç olarak faşizmin” projesine ilişkin siyasi gerçekleri
açıklamaya çalışanlar “terörizmi kışkırtma” suçlamalarıyla karşılaşacaklar.
İkinci vurulan kuş, Biden’ın kutuplaşmayı, karşı tarafa
taviz vererek, kapsayıcı olmaya çalışarak azaltabileceğine inanan söylemiydi.
Trump’ın, korumak için üzerine kapanan, güçlü kuvvetli gizli servis ajanları
arasından sıyrılarak, kanlı yüzüyle, sıkılmış yumruğu havada “kavga, kavga”
(fight, fight) diye bağırması tüm birleştirici çabaların boşuna olduğunu, ABD
toplumundaki kutuplaşmanın tehlikeli bir noktaya doğru koştuğunu gösteriyordu.
Bir kuş da tabii, Biden’ın Trump’la yarışabileceğine ilişkin
iddiaydı. Kısa bir süre Trump’a danışmanlık yapmış, Anthony Scaramucci’nin
deyimiyle, Biden “adeta canlı bir kadavra” gibiyken, Trump, yumruğu havada,
bayrak önünde, kendisini zapt etmeye çalışan ajanlara rağmen ayağa kalkabilecek
güce, cesarete ve tutkuya sahip olduğunu gösterdi.
O anı saptayan fotoğraf da dünya gazetecilik tarihine geçti.
O fotoğraf seçim gününe kadar her gün, her an Trump’ın ne kadar canlı, Biden’ın
ne kadar zayıf olduğunu kanıtlamak için kullanılacak.
Nihayet vurulan kuşlardan biri de genel olarak demokratik
muhalefetin, zaten zayıf olan moraliydi. Biden’ın o tartışma fiyaskosundan
sonra iyice zayıflayan, “Trump’ı durdurabiliriz” inancı yerle bir oldu. Biden’ı
gönderme çabaları hızlandı. Şimdi iç çatışmalar daha da keskinleşecek.
Seçime Biden’la gidilse, gidene kadar kim bilir daha ne
“fiyaskolar” yaşanacak ve seçmeni sandığa götürmek daha da zorlaşacak. Bu
dinamik Trump’ın kazanmasını kolaylaştıracak. Kararsızların hızla Trump’a
yönelmeye başladığı ileri sürülüyor.
Trump sonrası da tamam
Bu, Trump’ın anayasal olarak (ayrıca, kazanırsa dönemini 82
yaşında bitirecek) katılabileceği son seçimler. Peki ondan sonra? Trump
döneminde devlette ve toplumda, “Project 2025” doğrultusunda yaşanacak
dönüşümleri, “faşistleşme” sürecini, Amerikan faşizmi MAGA hareketinin
liderliğini, kim devralacak?
Trump’ın Ohio’dan senatör J.D. Vance’ı başkan yardımcısı
olarak seçmesi bu sorulara anlamlı bir cevap veriyor. J.D. Vance 39 yaşında bir
“hedge fon” yöneticisi, Elon Musk, Peter Thiel gibi teknoloji-finans sektörü
devlerinin desteğini alıyor. Daha önemlisi, Vance’ın büyük ilgi çeken ve
Netflix tarafından uyarlanan “Hillbilly Elegy” (Türkçeye “Taşralının” ya da bir
Trakya deyimiyle “Ağmaçyalının Ağıdı” -GPT de Ağmaçyalı sözcüğünün daha uygun
olduğunda benimle aynı fikirde- olarak çevrilebilir) adlı biyografik romanının
gösterdiği gibi Vance, faşist hareketin destekçisi beyaz/Hıristiyan işçi
sınıfın, kır/küçük kasaba “alt sınıflarının” kültürüne, siyasi
duyarlılıklarının ideolojisine, işsizlik, yoksulluk, tecrit edilmişlik, uyuşturucu
bağımlılığı (Fentanyl) krizi gibi sorunlarının içinden gelerek yükselmiş biri.
MAGA hareketi içinde çok saygı gören bir “faşist entelektüel”.
J.D. Vance, Heritage Foundation tarafından Trump döneminde
devlette yapılacak dönüşümleri hazırlayan “Project 2025”i destekliyor. Vance,
“İşçi Partisi yönetiminde İngiltere’nin nükleer silahlara sahip ilk İslamist
devlet olacak” diyebilecek kadar fanatik bir faşist.
Ve Vance, “Sezar’ın diktatörlüğünden önceki döneme atıfta
bulunarak ABD’nin Roma İmparatorluğu gibi bir ‘geç cumhuriyet’ döneminde”
olduğuna inanıyor”… “Buna karşı koyacaksak, oldukça çılgın ve sıradışı olmamız,
şu anda birçok muhafazakârın rahatsız olacağı bir yöne gitmemiz gerekecek”
diyor (Washington Post). Belli ki Vance, Trump’a bakınca Mussolini’yi görüyor.
Ve böylece, “Project 2025” fiilen başlamış oluyor.
(Kaynak: Cumhuriyet. 18 Temmuz 2024)