Geniş açıdan baktığımızda Türkiye çizilen resimde fazla bir yer kapsamıyor. Satranç tahtasına baktığımızda ise pozisyon itibariyle biraz önem arzetse de maçın kaderini değiştirecek bir taş konumunda gözükmüyor.
Doğaldır ki herkes mevcut konumunu güçlendirme ve etkin bir rol kapma peşinde olacaktır. Perde önüne ve görünen konumlara bakılarak nihai karar vermek zor. Niyet okuyarak hareket edilemeyeceğine göre objektif koşullar içinde sahadaki durumu iyi analiz ederek, geçmişten beri izlenen politika ve planları dikkate alarak gidişatın yönünü görebilir ve ona uygun düşünce ifade edebiliriz.
Olayların
nasılını, niçinini fazla konuşup yazmaya gerek yok. Artık her şey
ortada.Suriye'nin her şeyini ele geçirdiler, kapanın elinde kalıyor. Siyaset
boşluk tanımıyor, boşluktan yararlanan
bir yerlere bayrak dikiyor, kimileri ise demokrasi ve istikrar vurgusu yapıyor.
Çıkar için sağdan
soldan toplanan hırsız, aylak, bilinçsiz, paramiliter cihatçı zihniyetten demokrasi, adalet, insan
hakları, kadınlara insanca davranış vs. beklenmez.
Dıştan
yönlendirme ve makyajla bir devlet yönetimi nereye kadar gidebilir. Bir noktada
kendi özüne dönecektir. En somut örneği Afganistan.
Hırsız çalarken
kavga etmez, paylaşırken kavga eder. Henüz kendi aralarında paylaşım başlamadı.
Öyle ki, Suriye'deki gelişmeler Türkiye'yi direkt
ilgilendirecek. Suriye'den Türkiye'ye hayır gelmez bela gelir. Paylaşım
başlarsa istikrar değil çatışma olur.
Türk devleti
Rojova'ya karşı bazı tacizler yapabilir, MSO'nu kullanarak çatışmalar çıkartabilir
ancak çok fazla bir zarar verecek harekat yapacağını düşünmüyorum. Türk devleti
yapmak istese bile buna ABD 'nin ve İsrail'in müsaade edeceğini sanmıyorum. Bir
süre sonra PYD ile ilişki içine girilirse de kimse şaşırmasın. Büyük resme
bakıldığında aslında aynı cephe içinde oldukları rahatlıkla görülecektir.
Suriye'deki
gelişmeler ve gidişat üzerine Kürtler ve Türkiye'deki tüm sol yapılar çok iyi
düşünmek, sorunun bölgesel ve küresel anlamda önemini ve ciddiyetini kavrayarak
ona uygun politikalar geliştirerek tüm halkların lehine olabilecek çözümleri
üretip asgari müştereklerde birlikte hareket etmek zorundadır. Artık bu bir
gereklilikten öte bir zorunluluktur.
Sorumluluk sahibi
her yapı ve kuruma Türkiye'nin de içine çekileceği Lübnan'laşmaya müsaade
etmemek için tarihi görev ve sorumluluk düşüyor.
Rusya Suriye'yi daha büyük menfaati için üsleri dışında çekildi ama bana göre stratejik hata yaptı, stratejik ilişki içinde olduğu ülkeler nezdinde güven kaybetti. Bence bunun bedelini ağır ödeyecek. Daha önce yaptığım paylaşımlarda "ABD ve NATO'lu emperyalist devletlerin esas hedefi Rusya'yı Kaflaslardan kuşatmak. Bunu başardıkları oranda Rusya'nın tepesine bilecekler." demiştim. Rusya, Suriye'yi bırakıp gitmekle emperyalistler bu amaçlarına bir adım daha yaklaşmış oldular. Yine daha önceki paylaşımlarımda demiştim ki, "İran'ı aşmadan Kafkaslardan ve Orta Asya'dan Rusya'yı kuşatmalaı pek mümkün değil." Daha önce İran üzerinden denedilerek olmadı. Batıdan Ukrayna üzerinden denediler, Rusya bunun önünü daha Ukrayna sınırları içindeki topraklarda kesti, sınırına yaklaştırmadı. Bir süre sonra Ukrayna üzerinden kuşatma harekatı devreden çıkabilir. Zaten Gürcistan, Azerbaycan ve Ermenistan Rusya açısından pek de güvenilecek devletler değiller. Suriye engeli de ortadan kalktığına göre şimdi tekrar İran üzerinden denemeye kalacaklar diye düşünüyorum. 13.12.2024